Apse, vücuda giren yabancı organizmaların neden olduğu iltihap nedeniyle hücrelerin dolması ile oluşur. Apse oluşumunda ilk belirti, ilgili bölgeye dokunulduğunda hissedilen ağrıdır; zamanla iltihaplanma ve kızarıklık gözle görülür hale gelir. O bölgede sertleşme, şişlik ve ağrı olur. İrin oluşmaya başladıkça apsenin sınırları belirginleşir. Belli bir süre sonra apse kendiliğinden patlayabilir ve içerisindeki irin dışarı akar. Apse oluştuğunda, içerisindeki iltihabın çıkması için apse patlatılırsa daha kısa sürede iyileşir, ancak iltihap oluşmadan patlatılması gereksizdir; bu durumda apse daha da yayılır.

Apse gelişimini önlemek için antibiyotik kullanılabilir ya da o bölgedeki kan akışını hızlandırmak gerekebilir. Bunun için o bölgeyi sıcak tutmak önemlidir. Apse patladığında ise o bölgeyi kuru tutmak da çok önemlidir. Bu durumda daha çabuk iyileşecektir. Apseler iki tür olarak bilinir: sıcak apse ve soğuk apse.

Sıcak apse, daha çok ağrı ve ateşin olduğu ve zonklamaların eşlik ettiği bir apse türüdür. Bu apse, vücuda giren mikroorganizmaların etkisiyle oluşur. Sıcak apseler kırmızı ve serttir, ağrı oluştururlar.

Soğuk apse ise daha çok verem hastalığı ile görülen bir apse türüdür. Bu apse de şişlik vardır fakat ağrı oluşmaz. İçerisinde irin yoktur; içeriği harap olmuş bir doku şeklindedir.

Apseler tedavi edilmezse, burada üreyen mikroorganizmalar vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Damarlara yayılması durumunda kanamalara sebep olabilir. Bu nedenle, vücutta oluşan her apse için bir doktora başvurup tedavi olmak gereklidir. Tedavi aşamasında öncelikle apsenin içeriği boşaltılır ve doktor tavsiyesine uygun antibiyotik kullanılmaya başlanır. Apsenin dağılması için lahana kürü ve soğan kürü de uygulanabilir. Ancak bu yöntemleri uygulamadan önce mutlaka doktora danışmak gereklidir.

Apse tedavisinde bu önlemler ve tedavi yöntemleri, apsenin daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olacaktır.